İtalya bir rüyadır… 3 (VENEDİK)
Yolculuk…
Floransa’da kalmaya doyamadığımız tasarım dağ otelimizden sabah 6.00’da ayrıldık. Sabah uyandığımızda gün doğmaya hazırlanıyordu. Toscana manzarası ile vedalaşıp arabamıza atladık. Sabahı öyle güzel ki… Dağdan kıvrıla kıvrıla inerken camları sonuna kadar açıyoruz, dere kenarları, ağaçların kökleri ve yeşillikleri takip ederek bol bol oksijen depoluyoruz. Bugün planımızda Venedik var. Venedik, yolculuğumuzda en çok gitmeyi istediğimiz ancak yolculuğumuzun son durağı olmasıyla bize bitecek tatilimizi hatırlatan bir cennet köşesiydi. Yaklaşık 3 saatlik bir yolculuk dümdüz otobanlarda geçti. İlginçtir. Kamyonlar ardarda yığılmış ve herkes kendi şeridindeydi. Asla şerit ihlali yapmadılar ve böylece varmayı planladığımız sürede otelimize varabildik. Daha önce otel araştırırken Venedik’te kanallara açılan otellerin çok pahalı olduğunu görmüştük. Bu nedenle booking.com üzerinden yaptığımız araştırmada tren istasyona 2 dakika mesafede bir otel keşfetmiştik. Hotel Floris (Mestre bölgesinde ve hava alanına taksiyle 15 dakikada varabiliyorsunuz. Otel personeli taksiyi istediğiniz zaman ayarlıyor. Otel ve Marco Polo havaalanı arası taksi ile 35 euro). Tertemiz, yerleşmiş bir mahalle içerisinde, her ihtiyacınızı karşılayabileceğiniz bir süpermarketin tam karşısında yer alıyordu. Continue reading